Sorunu sor hemen cevaplansın.
Nasrettin Hoca Fıkraları Nedir
Nasreddin Hoca fıkralarının temel özelliği insandan yola çıkmasıdır. Fıkralarında insanın yaşam karşısındaki ve toplumdaki durumunu zekice yapılan nüktelerle karikatürize eder Nasreddin Hoca.
Nasrettin Hoca Fıkralarının Özelikleri
1. Fıkralar öğüt verme ders çıkarma esasına dayanır2. İyleri korumuştur
3. Amaç okuyucuyu düşündürmektir
4. Kötüleri kotü duruma düşürmüştür
Fıkralar nesir diliyle yazılmıstır.
Nasrettin Hoca Fıkrası Örnekleri
Ya Tutarsa
Nasreddin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir gölü kenarında, bir ağacın altında oturmuş. Ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu gölgede keyifle yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi görüp sormuş.
- "Ne yapıyorsun Hoca ?"
-"Göle maya çalıyorum" demiş Hoca.
Adam üstelemiş :
- "İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç ?"
-"Ben de biliyorum tutmayacağını, ammaaa ya tutarsa !..."
Tarih: 2016-02-26 10:42:47 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Nasrettin Hoca Fıkraları Resimleri
Nasrettin Hoca Fıkraları Sunumları
-
11 Dosyayı Göster8 yıl önceNasrettin Hocanın Türkçe ve İngilizce Olarak Hayatı(Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
1. Sayfa
Nasreddin Hoca kimdir?Who is Nasreddin Hodja?By Esra AlagözA Deep Approach to Turkish Teaching and LearningWisconsin Center for Education Research, University of Wisconsin-Madison
2. Sayfa
Doğum yeri ve tarihi/Date and place of birthNasreddin Hoca’nın hangi yılda ve nerede doğduğuna dair kesin bulgular yoktur. Bu konuda iki varsayım bulunmaktadır:1. Arastirmacilarin çoğu, 1208 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı Hortu (bugünkü adıyla Nasreddin Hoca) köyünde doğdugunu kabul etmektedir.2. Bazı araştırmacılar ise Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserine dayanarak Akşehir’in orta köyünde doğduğunu düşünmektedir.Bulgu: FindingVarsayım: HypothesisAraştırmacı: Researcher İlçe: CityEser: work (of art)Dayanarak: based on
3. Sayfa
Ögrenim hayatı/ EducationNesreddin Hoca, ilk bilgilerini din görevlisi olan babasından öğrendi. Daha sonra Sivrihisar ve Konya medreselerinde öğrenim gördü. Kendi köyünde ve Sivrihisar’da imamlık ve vaizlik yaptı. Bilgisini artırmak amacıyla daha sonra Akşehir’e giderek burada devrin tanınmış bilgin ve arif kişilerinden dersler aldı.Asıl görevi hocalık olmasına rağmen, o dönemde katiplik, öğretmenlik, ve yargıçlık görevleri de yapmıştır.Din görevlisi: chaplain Medrese: islamic schoolÖğretmen: teacherVaiz: chaplainYargıç: judgeBilgin: scholar Arif: knowledgeble person Katip:clerk
4. Sayfa
Özel hayatı/ Personal lifeHocanın ilk evliliği Akşehir’de olmuştur. Hoca, bu hanımının ölümünden sonra ikinci defa evlenmiş ve bu evlilikten Fatma isimli bir kızı olmuştur. Hoca’nın diğer bir kızı ise Dürri-i Melek Hatun’dur. Fıkralarından bir de Ömer isimli oğlu olduğu anlaşılmaktadır.Kızları Fatma Hatun ile Dürr-ü Melek’in mezar taşları, son yıllarda bulunmuş ve Akşehir Müzesine kaldırılmıştır.Evlilik: marriage Fıkra: jokeMezar taşı: gravestone
5. Sayfa
Vefatı/ DeathNasreddin Hoca, 1284’de 76 yaşında iken Akşehir’de vefat etti ve Akşehir’in en eski Selçuklu mezarlığına gömüldü. Mezarı, daha sonra türbe haline getirildi.Her yönü açık olan türbeyi kilitleyen Selçuklu devri kilidi, bir sembol olarak yer alır.Nasreddin Hoca’nın ölümü, onun yeniden doğumu olmuştur. Onun, toplumun temeline oturan sağlam fikir yapısı, her geçen yılla geçerli olmuş, yüzyıllar onu daha diri yapmış, şöhreti, Türkiye sınırlarını da aşarak dünyayı sarmıştır.Vefat etmek: pass awayGömülmek: to be buriedSembol: symbolTürbe: tombYeniden doğmak: to rebornTemel: foundationDiri: aliveŞöhret: fame
6. Sayfa
Fıkralarıyla ilgili kaynaklar/ Resources about his jokesNasreddin Hoca’yı günümüze kadar getiren elbette ki fıkralarıdır. Bu fıkralar sözlü edebiyat ürünüyken 15. yüz yıldan itibaren yazıya geçirilmiştir. Dolayısıyla sayısı kesin olarak bilinmemektedir. 16. yüzyıldan itibaren ise Hoca’nın fıkraları kitap haline getirilmeye başlanmıştır. Bu kitaplardan en eskisi Hikâyat-ı Kitab-ı Nasreddin adını taşır ve yazılış tarihi 1571’dir.Elbette: Of course Kesin: definiteDolayısıyla: therefore
7. Sayfa
Nasrettin Hoca’nın fıkraları belli başlı bütün dünya dillerine çevrilmiştir.1996’da Unesco’nun bu yılı “Nasreddin Hoca yılı” ilan etmesiyle kendisi dünyada daha çok tanınmış, hakkındaki inceleme ve araştırmaların sayısı artmıştır.Belli başlı: mainÇevrilmek: to be translatedİlan etmek: declare, anounceFıkralarıyla ilgili kaynaklar/ Resources about his jokes
8. Sayfa
Summary: The debate on which city Nasreddin Hoca was born in still continues. Some scholars argue that he was born in 1208 in Hortu village near town Sivrihisar. Based on the information in Evliya Celebi’s book Seyahatname some researchers state that he was born in Aksehir. First, he studied religion in Sivrihisar and Konya. Later on, he moved to Aksehir to study under notably scholars of the time. He served as Kadi (Muslim judge), teacher and secretary from time to time until 1284 which is the date of his death. The year 1996 was proclaimed "Nasreddin Hoca year" by UNESCO which increased the research about him.
7 Dosyayı Göster8 yıl önceNasrettin hoca fıkralarıİndir : 13_nasreddin_hoca_fıkraları.pptx(Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
1. Sayfa
Nasreddin Hoca ve En Bilindik Fıkraları☺
2. Sayfa
...:..: Dünyanın Dengesi :..:...Dünyada meraklılar çok...Biri hocaya: -Şu dünya ne kadar tuhaf demiş. Hoca aksakalını sıvazladıktan sonra:-Neresi tuhaf diye sormuş.-Sabah oldu mu insanların her biri bir tarafa gidiyor.Bazıları bu yana bazıları bu yana...Neden ki? Deyince Hoca çok fazla düşünmeden şu cevabı vermiş: -Neden olacak hepsi bir tarafa gitse dünyanın dengesi bozulurda ondan .
3. Sayfa
...:..: Dünya Kaç Metre :..:... Arkadaşlarından biri Hoca'ya sorar: -Hoca, dünya kaç metre? Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: -Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..
4. Sayfa
...:..: Sünnet Diyeyim De :..:...Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Ucu de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlarmış. Bu sırada odaya Hoca'nın oğlu girmiş. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için: -Aman ne güzel çocuk...Adi ne bunun? diye sormuşlar. Hoca: -Adi Farzdır, demiş. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne bicim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık. Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Ya, sünnet diyeyim de onu da mi yiyesiniz?
5. Sayfa
...:..: Evlilik :..:...-Hoca, evlilik ne demektir? -Gündüzleri cifte hırlama, geceleri cifte horlama!
6. Sayfa
...:..: Erkek Mi Dişi Mi? :..:...Adamın Biri, Hoca'ya sorar:- Nuh'un gemisine zeytin dalını ağzında getiren güvercin erkek miydi? dişi mi ?Hoca cevap verir:- Tabii ki erkekti eğer dişi olsaydı, ağzını o kadarkapalı tutamazdı!
7. Sayfa
...:..: Ayva İle İncir :..:...Nasreddin Hoca bir gün Timurlengi ziyarete karar verir.Giderken yanına hediye olarak bir sepet ayva alır.Fakat hoca yolda ayva yerine incirin daha iyi hediye olacağına karar verir ve dönüp ayvaları boşaltır onların yerine sepeti incir doldurur. Padişah Timur 'a hocanın kendisine hediye getirdiği ve huzura kabul edilmesini istediği bildirilir. Hoca huzura alınır. Hediye olarak çok değerli şey bekleyen padişah incirleri görünce çok kızar ve incirleri tek tek hocanın kafasına vurur.Fakat hoca acıdan bağıracağına Allaha şükreder. Şaşıran Padişah sebebini sorar: Hoca :--Padişahım ya ayvaları getirseydim halim ne olurdu der...
8. Sayfa
...:..: Sahibine Veririm :..:...Nasreddin Hoca fakirlikten Kurban Bayramı'nda kurban kesememiş.Bayram namazından dönerken sokakta bir keçi görmüş, hemen yakalayıp kurban edip yemiş.Bunu öğrenen komşusu Nasreddin Hoca'ya : -Hocam kıyamet günü keçi için sorguya çekileceksiniz, o zaman ne diyeceksiniz? demiş. Hoca : -İnkar ederim, demiş. -İnkar edemezsiniz, kıyamet günü keçi dirilip tanıklık edecek. -Öyleyse daha iyi, demiş Hoca.Kıyamet günü keçi dirilip gelse hemen yakalayıp sahibine geri verip bu dertten kurtulurum
9. Sayfa
…:..:Bilenler:..:..Hoca kürsüye çıkar çıkmaz:- “Ey cemaat ne anlatacağımı biliyor musunuz?” der fakat cemaatin ancak küçük bir kısmı “bilmiyoruz” der. Hoca:- “O zaman bilenler bilmeyenlere anlatsın” der ve vaaz etmeden kürsüden hemen iner.
10. Sayfa
…:..:Cimri:..:…Cimrinin biri çaya düşmüş. “Elini ver, elini ver” diye bağırmışlar. Ama adam elini uzatmamış.Tam boğuluyormuş ki ! Hoca seslenmiş:- “Yahu! o vermeyi bilmez.’Elimi al’ diye bağırsanıza.”
11. Sayfa
…:..:Kadının Adabı:..:…Bir gün Nasreddin Hoca eşeği ile giderken kadıya rastlamış.Kadı Hocayla alay edip : -Hocam, iki kardeş nereye gidiyorsunuz? diye sormuş. -Evet efendim, kardeşiniz "canım sıkıldı bir ahbabın evine götürün" dedi de onu sizin eve götürüyorum.Size rastladık yolumuz kısaldı, diye cevap vermiş Nasreddin Hoca.
6 Dosyayı Göster8 yıl önceNasreddin Hoca Hayatı ve Fıkraları Sunusuİndir : 41_nasreddin_hoca.pptx(Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
1. Sayfa
2. Sayfa
NASREDDİN HOCA(1208-1284\85)
3. Sayfa
Nasreddin Hoca, 1208 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı olan Hortu Köyünde doğmuştur.
4. Sayfa
Doğduğu yer ve yıl hakkındaki bilginin kaynağı ise Sivrihisar’da bir dönem müftülük yapan Hasan Efendinin kendi ifadesiyle “resmi belgelerin kaydedildiği büyük defterden aktararak yazdığı Mecmuâ-î Maârif isimli eseridir. Nasreddin Hoca konusunda ilk ilmi çalışma kabul edilen M. Fuat Köprülü, bu bilgiyi esas kabul ederek Hoca’nın doğum yeri Hortu Köyü dür diye açıklamış bu bilgi araştırmacıların çoğu tarafından da kabul görmüştür.
5. Sayfa
Hoca’nın doğduğu yerle ilgili ortada başka görüşler de yok değildir. Bunlardan en çok öne çıkanı doğal olarak Akşehir’dir. İ. Hakkı Konyalı, Köprülü’nün aksine Hoca’nın Akşehirli olduğunu savunur. Bir hemşehrisine yazdığı bir mektupta ” Nasreddin Hoca, Akşehirlidir. Onun vakfiyesinin münderecatım kitabımda neşrettim. Akşehir’de zaviyesi var, zengin gelirli medresesi var, türbesi vardır… Hoca Akşehirli’dir.” demektedir.
6. Sayfa
Sivrihisar, Akşehir’e yakındır. Nasreddin Hoca fıkralarında Konya ve Akşehir gibi Sivrihisar’ın da adı çok geçer. Hoca’nın Sivrihisar’da bir vazife ve memuriyetle bulunmuş olması, hatta orada doğup, büyüyüp de Akşehir’de yerleşmiş yahut burada bir vazife kabul etmiş olması da mümkündür. Güvenilir yazılı veya kazılı bir vesika elimize geçene kadar bu hususta kesin bir şey söylemek mümkün değildir.”
7. Sayfa
Babası Hortu Köyü imamı Abdullah Efendi, annesi aynı köyden Sıdıka Hatun'dur. Nasreddin Hoca önce Sivrihisar'da medrese öğrenimi görmüştür.
8. Sayfa
. Babasının ölümü üzerine Hortu'ya dönerek köy imamı oldu. *** Nasreddin Hoca ‘ nın doğduğu köy olan Hortu Köyü ‘ nün ismi sonradan Nasreddin Hoca Köyü olarak değiştirilmiştir.
9. Sayfa
. 1237'de Akşehir'e yerleşerek, Seyyid Mahmud Hayrani ve Seyyid Hacı İbrahim'in derslerini dinledi. İslam diniyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Bir söylentiye göre medresede ders okuttu, kadılık görevinde bulundu. Bu görevlerinden dolayı kendisine Nasuriddin Hâce adı verilmiş, sonradan bu ad Nasreddin Hoca biçimini almıştır.
10. Sayfa
Mevlana-Nasreddin Hoca-Timur (1207) (1208-1284) (1336)
11. Sayfa
Onun yaşamıyla ilgili bilgiler, halkın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır. Bu söylentiler arasında, onun Selçuklu sultanlarıyla tanıştığı, Mevlana Celâleddin ile yakınlık kurduğu, kendisinden en az yetmiş yıl sonra yaşayan Timur'la konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır.
12. Sayfa
Nasreddin Hoca'nın değeri, yaşadığı olaylarla değil, gerek kendisinin, gerek halkın onun ağzından söylediği gülmecelerdeki anlam, yergi ve alay öğelerinin inceliğiyle ölçülür. Onun olduğu ileri sürülen gülmecelerin incelenmesinden, bunlarda geçen sözcüklerin açıklanışından anlaşıldığına göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir.Nasreddin Hoca dünyaya ünü yayılmış bir gülmece ustası olduğundan minyatürlerini, heykellerini neredeyse her yerde görmek mümkündür.
13. Sayfa
14. Sayfa
15. Sayfa
Nasreddin Hoca, halkın duygularını yansıtan bir gülmece odağı olarak ortaya çıkarılır. Söyletilen kişi, söyletenin ağzını kullanır, böylece halk Nasreddin Hoca'nın diliyle kendi sesini duyurur
16. Sayfa
Nasreddin Hoca, bütün gülmecelerinde, soyut bir varlık olarak değil, yaşanmış, yaşanan bir olayla, bir olguyla bağlantılı bir biçimde ortaya çıkar. Olay karşısında duyulan tepkiyi ya da onayı gülmece türlerinden biriyle dile getirir. Tanık olduğu olaylar genellikle halk arasında geçer. Hoca, soyluların, yüksek saray çevresinde bulunanların aralarına ya çok seyrek girer ya da hiç girmez. Sözgelişi onun tanıştığı söylenen Selçuklu sultanlarıyla ilgili gülmecesi yoktur. Timur'la ilgili "hamam, Timur ve peştemal" gülmecesi de, Timur'dan çok önce yaşadığı için, sonradan üretilmiştir. Halk beğenisi Hoca'yı Timur gibi çevresine korku salan bir imparatorun karşısına hamamda çıkarak, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit" türünden bir yergi oluşturmuştur. Burada yerilen, dolaylı olarak kendini toplumun, halkın üstünde gören saray insanlarıdır.
17. Sayfa
Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğinin yeridir. Hoca, eşeğinden ayrı düşünülemez. Onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir. Anadolu insanının oluşturduğu gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir. Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir. Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar.
18. Sayfa
Nasreddin Hoca'nın etkisi bütün toplum kesimlerine yayılmış, "İncili Çavuş", "Bekri Mustafa", "Bektaşi" gibi çok değişik yörelerin duygularını yansıtan gülmece türlerinin doğmasına olanak sağlamıştır.
19. Sayfa
Bu konuda başka bir çelişki sergilenir. Gülmecede güldürücü öğe ile yerici öğe yanyana getirilir. Bunun örneği de kendisinden eşeği isteyen köylüye, "eşek evde yok" deyince ahırda onun anırmasını duyan köylünün "işte eşek ahırda" diye diretmesi karşısında, Hocanın "eşeğin sözüne mi inanacaksın benimkine mi" demesidir.
20. Sayfa
Nasreddin Hoca’nın 1284’te vefat ettiği söylenir.Ancak bazı kaynaklar da 1285 olduğunu söyler.Akşehir ‘de vefat etmiştir ve türbesi de oradadır.
21. Sayfa
22. Sayfa
Dünya’nın ortası burasıdır.☺
23. Sayfa
Akşehir’ de her yıl 5-10 Temmuz tarihleri arasında Uluslar arası Nasreddin Hoca Şenlikleri yapılır.Bu şenlikler boyunca hem Akşehir hem de Nasreddin Hoca tanıtılır.Bu şenliklerde her sene bir temsili Nasreddin Hoca bulunur ve bu Nasreddin Hoca ile birlikte önce göle maya çalmaya gidilir .Göle maya çalındıktan sonra şenlik başlar.Bu günlerde tiyatrolar,kermesler,tanıtımlar ,konuşmalar gibi değişik aktiviteler yapılır.Bu şenliklerin bu yıl 51. si yapılacaktır.
24. Sayfa
Temsili Nasreddin Hoca yine temsili olan Akşehir Gölü’ne maya çalıyor.☺
25. Sayfa
Akşehir Gölü’nün şimdiki hali☹
26. Sayfa
Temsili Nasreddin Hocamız halkın arasında.☺
27. Sayfa
Nasreddin Hoca ve En Bilindik Fıkraları☺
28. Sayfa
...:..: Dünyanın Dengesi :..:...Dünyada meraklılar çok...Biri hocaya: -Şu dünya ne kadar tuhaf demiş. Hoca aksakalını sıvazladıktan sonra:-Neresi tuhaf diye sormuş.-Sabah oldu mu insanların her biri bir tarafa gidiyor.Bazıları bu yana bazıları bu yana...Neden ki? Deyince Hoca çok fazla düşünmeden şu cevabı vermiş: -Neden olacak hepsi bir tarafa gitse dünyanın dengesi bozulurda ondan .
29. Sayfa
...:..: Dünya Kaç Metre :..:... Arkadaşlarından biri Hoca'ya sorar: -Hoca, dünya kaç metre? Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: -Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..
30. Sayfa
...:..: Sünnet Diyeyim De :..:...Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Ucu de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırırlarmış. Bu sırada odaya Hoca'nın oğlu girmiş. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için: -Aman ne güzel çocuk...Adi ne bunun? diye sormuşlar. Hoca: -Adi Farzdır, demiş. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne bicim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık. Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Ya, sünnet diyeyim de onu da mi yiyesiniz?
31. Sayfa
...:..: Evlilik :..:...-Hoca, evlilik ne demektir? -Gündüzleri cifte hırlama, geceleri cifte horlama!
32. Sayfa
...:..: Erkek Mi Dişi Mi? :..:...Adamın Biri, Hoca'ya sorar:- Nuh'un gemisine zeytin dalını ağzında getiren güvercin erkek miydi? dişi mi ?Hoca cevap verir:- Tabii ki erkekti eğer dişi olsaydı, ağzını o kadarkapalı tutamazdı!
33. Sayfa
...:..: Ayva İle İncir :..:...Nasreddin Hoca bir gün Timurlengi ziyarete karar verir.Giderken yanına hediye olarak bir sepet ayva alır.Fakat hoca yolda ayva yerine incirin daha iyi hediye olacağına karar verir ve dönüp ayvaları boşaltır onların yerine sepeti incir doldurur. Padişah Timur 'a hocanın kendisine hediye getirdiği ve huzura kabul edilmesini istediği bildirilir. Hoca huzura alınır. Hediye olarak çok değerli şey bekleyen padişah incirleri görünce çok kızar ve incirleri tek tek hocanın kafasına vurur.Fakat hoca acıdan bağıracağına Allaha şükreder. Şaşıran Padişah sebebini sorar: Hoca :--Padişahım ya ayvaları getirseydim halim ne olurdu der...
34. Sayfa
...:..: Sahibine Veririm :..:...Nasreddin Hoca fakirlikten Kurban Bayramı'nda kurban kesememiş.Bayram namazından dönerken sokakta bir keçi görmüş, hemen yakalayıp kurban edip yemiş.Bunu öğrenen komşusu Nasreddin Hoca'ya : -Hocam kıyamet günü keçi için sorguya çekileceksiniz, o zaman ne diyeceksiniz? demiş. Hoca : -İnkar ederim, demiş. -İnkar edemezsiniz, kıyamet günü keçi dirilip tanıklık edecek. -Öyleyse daha iyi, demiş Hoca.Kıyamet günü keçi dirilip gelse hemen yakalayıp sahibine geri verip bu dertten kurtulurum
35. Sayfa
…:..:Bilenler:..:..Hoca kürsüye çıkar çıkmaz:- “Ey cemaat ne anlatacağımı biliyor musunuz?” der fakat cemaatin ancak küçük bir kısmı “bilmiyoruz” der. Hoca:- “O zaman bilenler bilmeyenlere anlatsın” der ve vaaz etmeden kürsüden hemen iner.
36. Sayfa
…:..:Cimri:..:…Cimrinin biri çaya düşmüş. “Elini ver, elini ver” diye bağırmışlar. Ama adam elini uzatmamış.Tam boğuluyormuş ki ! Hoca seslenmiş:- “Yahu! o vermeyi bilmez.’Elimi al’ diye bağırsanıza.”
37. Sayfa
…:..:Kadının Adabı:..:…Bir gün Nasreddin Hoca eşeği ile giderken kadıya rastlamış.Kadı Hocayla alay edip : -Hocam, iki kardeş nereye gidiyorsunuz? diye sormuş. -Evet efendim, kardeşiniz "canım sıkıldı bir ahbabın evine götürün" dedi de onu sizin eve götürüyorum.Size rastladık yolumuz kısaldı, diye cevap vermiş Nasreddin Hoca.
Nasrettin Hoca Fıkraları Videoları
Nasrettin Hoca Fıkraları Soru & Cevap
Nasrettin Hoca Fıkraları Ek Bilgileri
-
7 8 yıl önceNasreddin Hoca, fert ve toplumu her yönüyle çok iyi tanımış, insanların aile, komşuluk, dostluk, ticari münasebetlerine ait cemiyette gördüğü aksaklıkları düzeltmek ve onlara nasihat etmek maksadıyla nüktelerle dile getirmiş, onları düşünmeye ve doğruya sevk etmiştir. Sosyologlar ve psikologlar, insanı ve cemiyeti tanıyıp, onların çeşitli yönlerini incelemek için onun latifelerinden çok istifade etmişlerdir. dönemin ünlü kadılarının bile Nasrettin Hocadan yardım ve öğüt aldığı söylenir. Nasreddin Hoca fıkraları, batı dillerine de çevrilmiş ve bu dillerde Hoca hakkında mühim neşriyat yapılmıştır. Bunlar arasında Pierre Mille´in Nasreddin et son epouse adlı kitabı, Edmonde Savussey´in La Litterature Populaire Turque adlı eserindeki Nasreddin Hoca bölümü, Jean Paul Carnier´in Nasreddin Hoca et ses Histoires Turques adlı eserleri zikretmek yerinde olur. ( vikipedi, )
Sende Bilgi Ekle
Bu yazının geliştirilmesine yardımcı ol.
- nasrettin hoca fıkraları
- nasrettin hoca fıkraları kısa
- nasrettin hoca fıkraları kazan doğurdu
- nasrettin hoca fıkraları kısa 5 tane
- nasrettin hoca fıkraları parayı veren düdüğü çalar
- nasrettin hoca fıkraları uzun
- nasrettin hoca fıkraları ya tutarsa
- nasrettin hoca fıkraları kısa 20 tane kısa
- nasrettin hoca fıkraları pdf
- nasrettin hoca fıkralarının isimleri